29 Temmuz 2016 Cuma

Eğlenceli Kore Dizileri Tavsiyeleri

Selam Oppaistler, naber?

Geçen gün sözlükte, laf arasında kore dizileri ile ilgili bir bloğum olduğundan bahsetmiştim. Birçok kişi mesaj atarak bloğun linkini isteyip daha çok yazmam yönünde telkinde bulundu. Açıkçası bloğun adının Oppaist olmasının sebebi, kedimin adının oppa olmasıydı. Oppa geçenlerde vefat etti. O kadar üzüldüm ki, bloğa yazmak içimden hiç gelmedi. Yeni yeni buraya bakabiliyorum. Bundan sonra, evde kadınların hakimiyeti söz konusu, dişi kedilerim Heval, Ninja ve Yumak ile GIRLPOWER ULAN diye takılıyoruz. İlerde olur da bir erkek kedim olursa tekrar, adını Sensei koyacağım.
Girizgahı geçtiğimize göre, gelelim yazının asıl sebebine. Bugün, yaz aylarında ağır buğur dizilerden sıkılan, eğlenceli diziler izlemek isteyenlere, komik, naif, eğlenceli Kore dizileri tavsiyelerinde bulunacağım. Ben izlerken çok gülüp eğlenmiştim, umarım siz de eğlenirsiniz:

OH HAE YOUNG AGAIN: Eric Moon deyip sussam yeter aslında. Ancak olmaz, olamaz. 2016 yılında izlediğim en iyi, en komik dizilerden biri. Dram yönü olsa da, çok abartılmamış. Komedi unsuru, aslında asıl çiftten ziyade diğer çiftlerde. Eric’in manyak alkolik ablasına, Hae Young’ın deli annesine bayıldım. Normalde bir Kore dizisinde bir anneyi sevmem imkansıza yakındır.

Dizinin konusundan bahsedecek olursak, sevgilim aşkım birtanem Eric, Oh Hae Young adında bir kadınla sevgilidir, ancak düğün gününde terk edilir. Bu olaydan iki yıl sonra, Oh Hae Young’ın evleneceğini duyan Eric, düğününü sabote etmek için annesinin evlenmeyi düşündüğü iş adamından yardım isteyerek, tam düğün öncesi damadı dolandırıcılıktan tutuklattırır. Hapse gireceğini öğrenen damat Oh Hae Young’ı düğünden 1 (yazıyla bir) gün önce terk eder. Oh olsun lan dediniz değil mi? Demeyin lan. Çünkü terk edilen Oh Hae Young, aslında Eric’in sevgilisiyle aynı ada sahip, aynı okula gitmiş başka biridir. Eric, sürekli onun hakkında vizyonlar görmeye başlar ve olaylar gelişir. Bir Kore dizisinde görüp görebileceğiniz en süper en şahane öpüşme sahneleri bu dizide bu arada. Dip not olarak belirtelim ve hatta link verelim.


ONE MOM AND THREE DADS: Küçüklüğünde “3 adam ve 1 bebek” filmini izleyip sevmiş insanlar, naber? Bu diziyi seveceksiniz. Kesinlikle seveceksiniz.
Dizinin konusundan bahsedecek olursak, dört süper yakın arkadaştan biri, diğerlerinden önce evlenir. Eşi diğerleri için yengedir. Bunların evini toplar, çamaşırını yıkar filan. Arada içten içe uyuz olmaz mı, olur. Her neyse, bu çiftin çocuğu olmamaktadır ve bu kadını deli gibi üzmektedir. Aile içinde sorunlar olur vs. Sorun kocasındadır bu arada, kadın aşılama yoluyla hamile kalmak ister, ama eşinde sperm yok denecek kadar azdır. Arkadaşlarıyla içip içip ağladığı bir gecede, arkadaşlarını onun için sperm bağışçısı olmaya ikna eder. Olay şudur: üçünden de sperm örneği alıp bunları karıştıracak, sonuçta çocuğun babasının kim olduğunu kimse bilmeyecektir. Sarhoş kafayla “tabi lan manyak mısın” diyerek kabul ettikleri bu fikirden sabahına pişman olsalar da, durum çok geçtir. Spermler aşılamaya gitmiş, yenge hamile kalmış, çilekeş kocamız ise trafik kazasında ölmüştür.
Ortada hamile bir yenge, babasının kim olduğunu bilemedikleri bir bebek ve pişman olan, şaşkın, ne yapacağını bilemeyen 3 babamız vardır. DNA testi yaptırmayacaklarına yemin eden üç baba adayımızın bebekle maceraları İ-NA-NIL-MAZ komik. Benim favorim polis baba. Plase casanova baba. Çünkü bebeğe de en çok o baktı. En az sevdiğim cimri baba çünkü ben zaten cimri erkek sevmiyorum. Ama anneyi kimle ship’liyordun derseniz, elbette ki hiçbiriyle! Müdürle ship’liyordum çünkü Jo Sang Wook.

REPLY 1997: Reply serilerinin ilki ve beni en çok güldüreni. Bana daha çok hitap etme sebebi, sanırım ayrıntılı olarak hatırlayabildiğim bir döneme denk geliyor olması. 1997’de 10 yaşındaydım. 90’lar nostaljisi yapmak isteyen, o zamanları seven, 90’larda her şey daha güzeldi diyenler mutlaka izlemeli. Evet hiçbirimiz Kore’de büyümedik dolayısıyla onlara komik gelen çoğu 90’lar esprisini biz anlayamıyoruz. Ama çevirmenler sağ olsun, bazı önemli detayları açıklamışlar notlarıyla. Ancak evrensel şeyler, çağrı cihazından cep telefonuna geçişi, chat’te konuşmak için bekleyişi, çevirmeli bağlantıda açılmak bilmeyen fotoğrafları, annen telefon edecek diye internetten çıkmak zorunda olmanı falan hatırlıyorsan, çok eğlenirsin.

Dizi aslında bir nevi “how i met your mother” versiyonu. Bir lisenin mezunlar buluşmasında başlıyor. O gece yemekte bir çift evleneceklerini açıklayacak. Biz de çiftin kim olduğunu tahmin etmeye çalışıyoruz. Dizi boyunca ship’ler havada uçuşacak ben diyeyim. Şahsen ben bi değişiklik olsun diye eşcinsel çifti destekliyordum ancak her zamanki gibi eşcinsellik kazanmadı.


HIGH END CRUSH: Jung Il Woo seviyor musunuz? O zaman buyurun J Bu bir web dizisi, dolayısıyla 15’er dakikalık bölümlerini metrobüsle işten eve giderken falan izleyebilirsiniz bile. (ben Beylikdüzü-Eyüp arasında bitirdim) Hayatında her şeye sahip bir prodüktörün, sahip olamayacağı bir kadına ilk görüşte aşık olup bunu fark etmeyişi üzerine gelişiyor. Etkilenme sebebini “star ışığı var”a bağlayıp kızın peşinde “sözleşme de sözleşme” diye koşturması, kızımızın her reddedişinde küçük Emrah’a bağlaması, Bana göre son derece saçma ve komik “şortlu takım elbise”ler. Ya o şortlu takım elbiseler nedir ya? Nedir? Jung Il Woo ve psikoloğuna ayrı, yardımcısına ayrı yarıldım. Hakikaten komik, eğlenceli, güzel vakit geçirten, gereksiz dramalarla sıkmayan çok tatlı bir dizi. Bir web dizisi olduğu ve gençlere yönelik çekildiği için Jung Il Woo severlerin heyecanla bekleyeceği güzel öpüşmeler yok. Ki Il Woo oppa baya güzel bi öpüşücüdür yani biliyo bu işi diğer dizilerinde gördük. O açıdan biraz hayal kırıklığı olsa da, arabadaki öpücük yine de fena sayılmazdı.


NOBLE MY LOVE: Oh My Venus’ü izlerken Sung Hoon’a hayran olup onu daha çok izlemek isteyenler var mıydı bilmiyorum, şahsen ben istemiştim. Noble My Love ağzıma bir parmak bal çalsa da, YETMEDİ. Çünkü bu da bir web drama ve kısacık olması insanda “yaaa ama yaaa biraz daha uzun olsaydı keşke” hissi uyandırıyor. Hayatını kurtaran veterinere aşık olan bir iş adamını izliyoruz bu dizide. Ecnebilerin “Possesive Male Lead” dediği, bizim korumacı esas oğlan dediğimiz sapına kadar maço, kadınına sahip çıkan erkeğimizi izlemek güzel. Gerçi bu kadar maço erkek sadece dizilerde güzel anasını satayım. Gerçekte olsa bilmiyorum hoşlanmazdım herhalde. Sapık derdim. Ama kız için yapmaya çalıştıkları, kıskançlıkları güzeldi. Gençlere yönelik bir web dizisi olduğundan güzel öpüşmeler beklemeyin. Literatüre “manga kiss” olarak geçen ve kazara birbirlerinin üzerine düşme suretiyle öpüşme şeklinde tarif edeceğimiz dünyanın en fake öpüşmelerinden birine sahip. Biraz Japon dizisi/manga live action tadında çekildiğini unutmadan izleyin. Bir de DİZİDE KEDİ VAR.



Geldik bir Zipirinsan ile Dizi Top 5 listemizin daha sonuna. Yayında ve yapımda emeği geçen herkese teşekkürler. Esen kalın! 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder